9 Mayıs 2010 Pazar

Mayıs 2009 ığdır-nahcivan gezimiz

GEZİMİZ ÇOK GÜZEL GEÇTİ.ÇOK GÜZEL ORGANİZE EDİLMİŞTİ.EMEĞİ GEÇEN VE BİZİMLE İLGİLENEN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜRLER....
Ankarada milli takımdan arkadaşım Ufuklara gittik akşam kalkacak uçağımıza kadar bizi misafir ettiler.Gölbaşına gittik.En son 1988'de gitmiştim.
akşam yemeğinden sonra erken yatmaya karar verdik.Ertesi gün eve dönüş yolculuğu başlayacaktı.Iğdırdan Kars'a oradan uçakla Ankara'ya ve oradan da İzmir'e dilucu sınır kapısıda güvenlik güçlerimizle Artık ığdıra doğru dönüş başlayacaktı

mağralarda doktor tavsiyesine göre birkaç gün kalınıyormuş.Özellikle astım hastalarına çok iyi geldiği belirtiliyor.Türkiyeden'de gelip kalanlara rasladık.Çok daha büyük tuz mağralarımız olamasına rağmen bizde kullanılmaması düşündürücüydü

buradan yolculuğumuz buzbağ otele doru devam edecekti otelde biraz dinlendikten sonra sağlık hizmeti olarak kulanılan tuz mağralarını görecektik Bizleri çiçeklerle uğurlayan öğrencilere ve okul yönetimine teşekkürler Örencilerin yaptığı gösterileri zevkle izledik,sınıflarını gezdikSon derece modern eğitim yapıyorlardı ardından Nahcivan Türk okulunu ziyaret ettik.Bize burada Nahcivan başkonsolosu syn.Mehmet BİLİR'de katıldı Adli tıp bölümündeki doktorlar bize nahcivandaki adli tıp ile ilgili bilgi verdiler Daha sonra Aliev'in anıtına çiçek bırakarak nahcivan eski adli tıp kurumunu ziyaret ettik. İlk durak Aliev müzesi oldu.Çok etkileyici olan bu müzede Aliev'hayatında bölümler ve eşyaları vardı.. canlı müzik eşliğinde yediğimiz yemekten sonra şehir merkezine doğru yola çıktık çok güzel bir öğle yemeği yedik.Soframızda kuş sütü eksikti

evlendirme dairesi...



nahcivana giderken küçük büyük birçok yerden geçtik
yola çıkmadan birkaç resim daha çekilelim dedik Nahcivana girişimizde pasaportlarımız kontrol edilirken gümrük komiseri bizi misafir etti.Çok sıcak davrandılar bizim için hemen bir masa hazırlatıp naneli çay ve meyve ikramettiler. yapılan kontrolden sonra Türkiye Nahcivan arasındaki köprü üzerinde fotoraf çekildik Dilucu sınır kapısına yaklaşmıştık.Pasaportlarımızı hazırladık Türkiye ile birlikte 4 ülkenin toprakları aynı anda görmüş olduk. Toplu fotoğraf çekiminden sonra yola koyulduk.Yolda çok ilginç bir manzara ile karşılaştık.Karşıya baktığımızda sol tarafımız Ermenistan,karşı tarafımız Nahcivan,Sağ tarafımız İrandı. Sınırı ayrınan bir dikenli tel var.Ayağımın biri İranda diğeri ülkemizde Süreyya çeşmesi hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse,1956 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi`nin eşi Süreyya Hanım bu bölgeye gelerek bu su kaynağını görmüş ve çok hoşuna gitmiş. Bunun üzerine Şah Rıza Pehlevi de burada bir çeşme yaptırıp, çeşmeye Süreyya adını vererek Türkiye`ye hediye etmiş..İran sınırında olan bu çeşme oldukça ilginç bir konumda...Arkamız İran Katılım ve teşekkür belgeleri verildikten sonra gecenin sonuna gelmiştik.Ertesi gün süreyya çeşmesi ve ardından nahcivan'a doğru yola çıkacaktık. gece boyunca yerel kıyafetler giymiş öğrencilerin oynadıkları oyuna eşlik ettik.Hepsi çok güzel oynuyordu.Azerbeycandan gelen doktor arkadaşlarda tüm hünerlerini gösterdiler Akşam döndüğümüzde Iğdırlı öğrenciler bize çok güzel bir gösteri hazırmışlardı. hava kararmadan ığdır'a doğru yola çıkmanın doğru olacağı söylendi,ve yola çıktık.. sarayı detaylı dolaştıktan sonra Sarayın zindanlarına inerken biraz zorlandık ..akşam üstüne doğru hava bir hayli serinledi.Saray yüksekte olduğundan dahada hissedilir bir hal aldı Sarayın içide oldukça etkileyiciydi İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı'nın yakınında, Doğubeyazıt'ın 5 kilometre uzağında eski Doğubeyazıt yanında sarp kayalar üzerine kurulmuş, kartal yuvasını andıran 116 odalı bu saray aslında türbesi, camii, surları, iç ve dış avluları, divan ve harem salonları, koğuşları ile bir bey kalesiymiş. doğubeyazıtın nüfuzu 2008 sayımına göre 145.555 kişiymiş.Bir meydanı var çok gezme fırsatımız olmadı.İsakpaşa sarayına doğru devam ettik Ertesi gün Doğubeyazıta doğru yola çıktık.Ağrı dağı tüm heybetiyle karşımızdaydı.Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı dağı Zirvesi 4 mevsim boyunca erimeyen kar ve takke buzulu ile kaplı volkanik bir dağmış. Türkiye'nin doğu ucunda, Ağrı ilinin sınırları içerisinde yer almaktaymış. Dağ, İran'ın 16 km batısında ve Ermenistan'ın 32 km güneyinde. Dağın %35'lik bir kesimi Iğdır ilinde, kalan %65'lik kesimi ise Ağrı ili sınırları içerisinde.
Ağrı dağı 5137 metrelik rakımıyla,
Anadolu Yarımadası'nın en yüksek dağı Arkamız Türkiye sınır çizgisinde resim çekildik.Arkamız ermenistan 5.Hudut alay komutanı kurmay albay Ahmet Can ÇEVİK bu sınır kapısı ile ilgili bilgi verdi Alican sınır karakolumuzu Sayın Iğdır Valimiz Saim Saffet KARAHİSARLI eşliğinde ziyaret ettik Iğdırda bulunan ermeni anıtını ve müzesini ertesi gün başlayan sempozyumdan sonra Hava kararmadan ığdır'a ulaştık.Yerlerimiz ayarlanmıştı.Akşam yemeği için lokalin bahçesine indik Emniyet güçlerimizede buradan sonsuz teşekkürler Tuzluca adındanda anlaşılacağı gibi tuz mağralarının olduğu bölgemiz.İçerde kamyonların çalıştığı bu çok büyük mağradan elde edilen tuz sfralarımıza geliyor.İçerinin sıcaklığı yaz kış 12 dereceymiş.Kışın mağrada çalışan araçlar gece donmamaları için mağra içine sokulurmuş harabeleri gezdikten sonra tuzlucaya doğru yola koyulduk.Bizlere eşlik eden emniyet güçlerimiz kusursuzdu. yıkılmış kilise Arpaçay deresininin sol tarafı ermenistan kilisenin içi muhteşemdi,fakat oldukça fazla zarar verilmişti Ani harabeleri oldukça ilginç bir yer.Karsın ocaklı köyü içinde ermenistan ile sınır olan arpaçay nehrinin yanı başındadır. Urartular Döneminde (M.Ö. 860-665) “Diavehi Ülkesi” ya da “Akhuryan Ülkesi” olarak adlandırılan bölge, Aras Nehri’nden Çıldır’a kadar uzanmakta ve Ani’yi de içine alan Arpaçay Nehri’nin havzasını kapsamaktadır. Ermeniler Döneminde, Kars Irmağı havzasının bulunduğu bölge Vanand/Vanant adıyla tarih kaynaklarında geçmektedir. Kars gediğimizde bizleri Kars valisi sayın Mehmet Ufuk ERDEN misafir etti.Birşeyler atıştırdktan sonra ani harabelerine doğru yola çıktık. Ağrı dağı eteklerinde adli bilimler günleri sempozyumuna katılmak için Meralle birlikte Kars'a doğru yola çıktık.Anadolu jet ile Ankaraya ertesi günde Kars'a indik.Bilet parası gidiş dönüş yaklaşık 280 tl cıvaraydı.Ankarada Meralin kuzeni Gamzelerde kaldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder